Ana içeriğe atla

Kayıtlar

sanat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

HIGH HOPES

  I wanted a long time for this article. 12 months 😊 This year 2023 started very badly. After 6 February, when I lost my past, I decided not to think too much. If I think about day, I can’t live… As always, I dreamt new dreams, because the world keeps on turning. I have a notebook where I have been writing my dreams, prayers, wishes, good and bad days for years. I also write in that notebook the places I want to visit. I dreamt of going to Austria, Salzburg, Vienna. And I went. I walked alone with glass and white wine in my hand in Mirabell Palace and the streets of Salzburg. I went to Vienna by train and travelled all over the city for days. I had dinner with myself, I ordered dessert for myself.   And I wrote. I was grateful for this day and dreamed of the next day. I’ve worked too hard. Too hard. After returning to Turkey, this time I went to Birmingham for business reasons. For the first time in my life, I drove in the right seat. 😊   When I returned to Turkey again, I r

YIL DÖNÜMÜ

 YIL DÖNÜMÜ The About Time Theme // Nick Laird-Clowes 2022.10.03 -22:40 Geçen yıl bugün: Eski ve daimi patronumun güzel dilekleriyle ertesi günü beklemeye koyulmuştum. Kıyafetlerimi, ayakkabımı her şeyi geceden hazırlayıp sabahın olmasını bekledim. Çok erken saatte uyanıp hazırlanmaya başladım. Trafiğe yakalanmamak için erkenden taksi çağırdım. Yol çok güzeldi. J Taksiden inip başımı o büyük iş merkezinin son katını görene kadar gökyüzüne kaldırdım. Derin bir nefes ve oradayım. Günler önce yazdığım o nottaki hayalim gerçekleşmişti. (18.09.2021) Oradaydım. (04.10.2021) 2016 Aralık ayında o yollardan geçerken yıllar sonra aynı yerde nefes alacağımı hayal ederdim ama gerçekleşeceğini tahmin edemezdim. (tabi o zamanlar Sandoz/Novartis’in kapısından içeri giriyordum). Geçen yıl bugün rahat rahat bir yere oturamıyordum bile. Yaralarım ve ağrılarım canımı derin derin acıtıyordu. Hayatıma açılan yeni kapı onları da iyileştirdi çabucak. Beni tanıyanlar, yanımda olanlar iyi b

DUR DUVARI

  Kodaline: High Hopes 🎶 – 23:54 Sonunda klavyenin başındayım. Yazımı gecenin bir yarısı yazdığım için görmekte zorlanıyorum. Ilasik lazer ameliyatı olduğumdan beri gece ışıkları gözlerimi rahatsız etmeye başladı. Ama tabi ki de uzun süredir yazmamamın bahanesi bu değil J Yine çok zorlandım. Çok şey var dile getirmek istediğim. Fakat hayatta en sevmediğim şey kendimi, duygularımı deşifre etmek. Açık olmaktan korktuğum için belki de uzak durdum yazmaktan. Bilmiyorum. Hani hayatınızda her şey mükemmeldir ve bir şey vardır sizi atacağınız adımlardan alıkoyan. Bir iç ses, bir dur duvarı. “Dur duvarı” bunu sevdiim J işte ben o duvara çarptım her seferinde. Şöyle dedim kendime: “hande otur şükret, yazmak için dert mi arıyorsun” J . Malum mutluluğa çabuk nazar değer korkusuyla mutluyum diye çığlık da atamadım. Bilmiyorum işte yapamadım. Değişen çok bir şey olmadı aslında. Kendimle kahve ve şarap içmeye devam ettim. En lezzetli salataları yaptım kendime. En güzel kitapları sesli sesli

ÖNCE KENDİNİ SEV

ÖNCE KENDİNİ SEV Kutsal güne dakikalar kala klavyenin başındayım. Hayatımın otuzuncu 14 Şubat’ını daha “ne bad bir gün” diyerek geçireceğimi biliyorum. Sosyal medya detoksu yapmak iyi bir fikir şimdilik J Kendine, işine ve sanatına aşık biri olarak kutlamaya hakkım olabilir bir de böyle düşüneyim. Tam bir ay önce, 13 Ocak 2022’de sevgili Yiğit Penguen (..ki kendisi ormanda gezen penguen olarak tanınır yıllardır J ) aşk üzerine bir yazı yazmamı söyledi. Bu duyguyu yaşamadan nasıl kaleme alabilirimi düşündüm. Çalışarak, çabalayarak harika bir kariyer hayatı yaratabilirsiniz ama gece gündüz çalışarak aşk yaratılmaz ki. Taktik vererek de olmaz o iş. Hani derler ya ilk görüşte vuruldum, ilk görüşte anladım evleneceğim kişinin o olduğunu, sanırım asıl büyü bu. Ve ben buna “kader” diyorum. Hayatta her şeyi değiştirebilirsiniz. Fakat evliliğe kadar giden ya da esaret parmağını doldurmasa da, kanun hükmünde kararname gibi soyadıyla resmileştirilmese de bir ömür hayat arkadaşım dedirten bir aş

HER ŞEY YOLUNDA

HER ŞEY YOLUNDA Zihnim vır vır konuşmaya devam ediyordu. Zaten hiç susmuyor ki. İyi ya da kötü, geçmiş ya da gelecek, ama asla an’da değil. Asla şu anı yaşamama izin vermiyor. Ya bi bırak ben de ne yaptığımı bileyim değil mi? Hep başka bir boyutta. Defalarca kez yazmaya heves edip bir şekilde durdum. E yazmasam da çizeyim bari dedim. Yine durdum. Olmadı yani. Sadece işime ve eğitimlerime yoğunlaştım. Canım işim, canım mesleğim, canım kariyerim… Önce çizmeye başladım. Sayfada gördüğünüz yeni eserim. Yeni yılda aklıma geldi böyle bir şeyi somutlaştırmak. Tabloma “rose” desem de onun adı aslında “Her şey yolunda”. Şöyle bir çekilip baktığımda her şey o kadar yolunda ki. Peki bu zihnim neden rahat bırakmıyor beni? Neden hayatımın zevkini sürmeme izin vermiyor? Altı ay önce sonuna inşallah eklediğim her dileğimin kabulünü yaşıyorken ve şükürlerimin ardı arkası kesilmiyorken zihnime karşı verdiğim savaşta yenik düştüğümü fark ettim. Daha doğrusu fark edildim. Önce kuzenim sonra yakın

KENDİMDEN BAŞKA HERKESE GÜNEŞİM

  KENDİMDEN BAŞKA HERKESE GÜNEŞİM Yepyeni bir yıl, yeni başlangıçlar diye söze giriş yapmayacağım. Dünün aynısı. Aynada gördüğün aynı yüz, aynı ev, aynı şehir, aynı ofis, aynı insanlar etrafında ve aynı zihin seninle. Öyle değil mi? Değiştirmeye gücünün yetebileceği bir zihne sahipsin. O da hala dündeki gibi değil mi? Düşündüğün şeyler aynı, baktığın yön aynı, seni yiyip bitiren her şey aynı. Hadi kalk. Yeni yılın ilk pazartesisine “Merhaba” de. İşte şimdi başla. Herkese rol yapmaktan sıkılmadın mı? O yüzden bugün senin saf iradenin uyanışı olsun. Evet, ileri gitmek istedikçe seni geri çeken şeyler yine olacak. Ama bu sefer beyninde. Onlardan kurtulabilirsin. Unutma, kafanın içinde kalırsan, yaşayan bir ölü olursun. Seni en korkutan şey neydi? Sessiz kaldığın, aman bir şey derler diye konuşmadığın, anlatamadığın, haykıramadığın... Peki, her şey daha mı iyi oldu? Zihnindeki sesi susturabildin mi? Ona cevapsız kalabildin mi? Lütfen kendine izin ver, seni sıkıntıya uğratan t

MUTLU YILLAR

MUTLU YILLAR Bugün dayandığın tüm güven duvarlarını yıkacağın yerdesin. Geçmişi unutacağın, korkularını terk edeceğin gündesin. Sana acabayı düşündürecek sorular olacak. Hepsinden sıyrılıp yarını göreceğin o kapının önündesin. Durma at o adımı. Çünkü bugün bu adımı atmazsan yarın korkuların yeniden canlanacak. Her şeyi geride bırak. Geçmişe bir set çek. Seni var eden sensin. Gücünü fark et. Sufiler derler ya; “Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Etrafında dolanıp yoluna devam et.”          Sakın durma! Kimseyi kurtarmak zorunda değilsin. Yeterince yorulmadın mı? Başkaları için çabalamaktan, herkes iyi olsun ki ben de mutlu olayım demekten, mahcubiyet yaşatmamak uğruna kendinden verdiğin ödünlerden, sustuklarından, görmezden geldiklerinden… Bu noktaya nasıl geldiğini hatırla! Sen zoru başardın. Dibi gördün ve kazıyarak yeniden yükseldin. Bir an bile pes etmedin. Yeni yollar keşfedeceğin yeni ve koca bir yıl var önünde. Yalnız olmadığını bil.

NAZAR DEĞMEYECEKSE EĞER...

  NAZAR DEĞMEYECEKSE EĞER…   Okumaya başladığınız yazımı yazabilmek için o kadar zorladım ki kendimi. Bir cümle kurmak bu kadar zor olmamalıydı.  J İlham olsun diye müzik listemi defalarca dinledim ve yeniledim. Yeni okuma gözlüğü aldım. Mavi ekrana bakarken gözlüğün de etkisi olmadı. Ama fark ettim ki içim kıpır kıpır iken kalemimin gücünü hissedemiyorum. Sanırım duygularımı da hissedemiyorum. Mutlu muyum? Huzurlu mu? Aldığım her nefes bir rahatlamayla terk ediyor beni. Günün her saati yoga matındaymışım gibi. Bunun adına huzur diyebiliriz. Uyanırken bile tebessüm ediyorum. Sabah 5:00’te yeni güne başlayan ben, yataktan çıkan bedenimin hafif soğuk ürpertisine bile ‘iyi ki’ diyorum. Bunun adına da mutluluk diyebiliriz. Son zamanlarda anladım ki, siz doğruysanız, ne olursa olsun doğru yola evriliyorsunuz. Yönünüzü kaybettiğinizi sandığınız nokta aslında aydınlanan yere gideceğiniz ilk duraktı. Bu bir yolculuksa eğer bunu yolculuk esnasında anlayamamış olabilirsiniz. Çünkü

ESERLERİMLE BEN..

  ESERLERİMLE BEN.. 2020 yılının başlarında işimden arta kalan zamanlarımı değerlendirmek için kendime bir hobi seçtim. Resim :) İskenderun Sanat Evi'nin kapısını çaldım. İçeri girdiğimde kendimi harikalar diyarındaymışım gibi hissettim. Atölyedeki Zehra ve Ayşe hocamla tanıştıktan sonra resim yapmaya başladım. Babamdan aldığım bir resim yeteneğim vardı ama bu kadar da el verdiğini bilmiyordum.  İlk fırça darbelerimde hocalarım daha önce eğitim alıp almadığımı sordu. Abartı övgü yapılıyor diye düşünüyordum. Gaza gelip daha güzel sonuç çıkarmam için beni övüyorlar sanıyordum. Ta ki tabloyu bitirip imzamı atana kadar... Mütevazi olamıyorum:)  (Sanat evine aktif olarak iki ders gittim. Pandemiyle birlikte evde kendimi geliştirdim.) 96 günlük izolasyon sürecimdeki ilk eserim solda gördüğünüz Bodrum Evi tablom. Tabloya nette gördüğüm bir fotoğraftan esinlenerek başlamıştım ama bitirdikten sonra Bodrum'da yaşadığım zamanlardaki 1+0 evimin benzerini resmettiğimi fark ettim:) (annem sa