Ana içeriğe atla

Kayıtlar

AMAÇ=BEN

  13.03.2022 – 12:51 Chip Taylor- On the Radio🎶 Karlı bir İstanbul Pazarı. İnanamayacaksınız ama aylardan Mart. Akdeniz insanı olarak soğuğa alışık olmayan ben ilkbaharda kar’ı izliyorum J Peluş battaniyem, bilgisayarım, manzaram ve müziğimle… 5,25 miyop-astigmat gözlüklerim de bana eşlik ediyor. Gözlüklerim ve lenslerim olmadan dünyayı göremiyorum. 10 yaşımdan beri hayata onların yardımıyla bakıyorum J  (İçinizden, e sen körmüşsün hande dediğinizi duyuyorum, lütfen konuşun alınmıyorum J  ) Son 10 günde garip bir şey oldu. Kendimle savaştığım şeyler yok olmaya başladı. Hesaplaşmam bitmiş gibi. Halbuki ne çok mücadele etmiştim, sayısız kitap okuyup, dakikalarca meditasyon yapmıştım. Umarım zihnim beni kandırmıyordur. İnsan, zamanı geldi mi diye soruyor kendine. Çünkü biliyorsun ki bu ilk zafer değil. Duygu çok tanıdık ve doğru zaman gelince yine o his. Başta biraz huysuzlanman oluyor. Ama derin nefesinle sakinliğin üzerine iniveriyor. Kafan bedenine ağırlık yapmıyor artık. Gördüklerin

BİRKAÇ ÖNERİM OLACAK

BİRKAÇ ÖNERİM OLACAK.. 02.03.2022- 20:13 Evgeny Grinko.. Dinlerken duygulandırıyor beni. Zihnime iyi geliyor. Rahatlatıyor. Müzik, şehir, koku, manzara ya da kitap. İnsana iyi gelen şeyler diye sıralayabilirim. Daha önceki yazılarımda insana iyi gelen bir şehri, LVIV’i yazmıştım. İlk satırımda müzikten örnek verdim. Şimdi biraz da kitaplara değineyim J Yazılarımı yazarken minik espriler yapıyorum. Kendimde tebessümü fark edince gülücük emojisini de ekleyiveriyorum. Sanki bir arkadaşımla çevrim içi yazışıyormuşum gibi. Bu cümle de beni gülümsetti ama bu yazıyı emojiye boğmak istemiyorum. Başlayalım; Hemen solda gördüğünüz başucu kitabım Tanrılar Okulu. Yazarı, Stefano D’Anna. Tüm yazılarımın ilham kaynağı. Hayatımda kurduğum en mantıklı, en anlamlı cümleleri bu kitabı okurken öğrendim. 2017 yılının sonlarına doğru almıştım bu eseri. Kitabın kapağını açtığınızda sizi “ Life is as you dream it ” yazısı karşılıyor. Bir hayalperest olarak daha ilk cümleden beni kendine çekmişti. O

ÖNCE KENDİNİ SEV

ÖNCE KENDİNİ SEV Kutsal güne dakikalar kala klavyenin başındayım. Hayatımın otuzuncu 14 Şubat’ını daha “ne bad bir gün” diyerek geçireceğimi biliyorum. Sosyal medya detoksu yapmak iyi bir fikir şimdilik J Kendine, işine ve sanatına aşık biri olarak kutlamaya hakkım olabilir bir de böyle düşüneyim. Tam bir ay önce, 13 Ocak 2022’de sevgili Yiğit Penguen (..ki kendisi ormanda gezen penguen olarak tanınır yıllardır J ) aşk üzerine bir yazı yazmamı söyledi. Bu duyguyu yaşamadan nasıl kaleme alabilirimi düşündüm. Çalışarak, çabalayarak harika bir kariyer hayatı yaratabilirsiniz ama gece gündüz çalışarak aşk yaratılmaz ki. Taktik vererek de olmaz o iş. Hani derler ya ilk görüşte vuruldum, ilk görüşte anladım evleneceğim kişinin o olduğunu, sanırım asıl büyü bu. Ve ben buna “kader” diyorum. Hayatta her şeyi değiştirebilirsiniz. Fakat evliliğe kadar giden ya da esaret parmağını doldurmasa da, kanun hükmünde kararname gibi soyadıyla resmileştirilmese de bir ömür hayat arkadaşım dedirten bir aş

HER ŞEY YOLUNDA

HER ŞEY YOLUNDA Zihnim vır vır konuşmaya devam ediyordu. Zaten hiç susmuyor ki. İyi ya da kötü, geçmiş ya da gelecek, ama asla an’da değil. Asla şu anı yaşamama izin vermiyor. Ya bi bırak ben de ne yaptığımı bileyim değil mi? Hep başka bir boyutta. Defalarca kez yazmaya heves edip bir şekilde durdum. E yazmasam da çizeyim bari dedim. Yine durdum. Olmadı yani. Sadece işime ve eğitimlerime yoğunlaştım. Canım işim, canım mesleğim, canım kariyerim… Önce çizmeye başladım. Sayfada gördüğünüz yeni eserim. Yeni yılda aklıma geldi böyle bir şeyi somutlaştırmak. Tabloma “rose” desem de onun adı aslında “Her şey yolunda”. Şöyle bir çekilip baktığımda her şey o kadar yolunda ki. Peki bu zihnim neden rahat bırakmıyor beni? Neden hayatımın zevkini sürmeme izin vermiyor? Altı ay önce sonuna inşallah eklediğim her dileğimin kabulünü yaşıyorken ve şükürlerimin ardı arkası kesilmiyorken zihnime karşı verdiğim savaşta yenik düştüğümü fark ettim. Daha doğrusu fark edildim. Önce kuzenim sonra yakın

15.01.2022

13:04 “15.01.2022” Hayatımın en belirli ama en belirsiz de tarihi. Hayatımdaki en değerli en sevdiğim kişiyi kaybettim. Hiç ağlayamadım. Sanırım hala kabul edemiyorum. Yokluğunu düşünemiyorum bile. Gördüğüm her şey anlamsız. *** 17:00 Artık gözyaşlarımı durduramıyorum. Hiç tarifi olmayan bir acı yaşıyorum. En son 31.01.2016 da Tanem’i kaybettiğimde böyle hissetmiştim. O gün annem de babam da yanımdaydı. Şu an Annemin yanında olabilmeyi isterdim. Evimde yalnız başıma yas tutmak çok ağır. Perdeleri kapattım. Çünkü gün ışığını bir süre görmek istemiyorum. İçim titriyor. Bu çok çok derin. Çok özlüyorum. Ölene kadar özleyeceğim. Seni çok seviyorum DEDE. Seni herkesten çok seviyorum. Özdemir Erdoğan-Gurbet şarkısını dinleyerek hatırlayacağım hep seni…   Merak ediyorum da cennete inanıyor musunuz? HANDEGÜL AVCI  

KENDİMDEN BAŞKA HERKESE GÜNEŞİM

  KENDİMDEN BAŞKA HERKESE GÜNEŞİM Yepyeni bir yıl, yeni başlangıçlar diye söze giriş yapmayacağım. Dünün aynısı. Aynada gördüğün aynı yüz, aynı ev, aynı şehir, aynı ofis, aynı insanlar etrafında ve aynı zihin seninle. Öyle değil mi? Değiştirmeye gücünün yetebileceği bir zihne sahipsin. O da hala dündeki gibi değil mi? Düşündüğün şeyler aynı, baktığın yön aynı, seni yiyip bitiren her şey aynı. Hadi kalk. Yeni yılın ilk pazartesisine “Merhaba” de. İşte şimdi başla. Herkese rol yapmaktan sıkılmadın mı? O yüzden bugün senin saf iradenin uyanışı olsun. Evet, ileri gitmek istedikçe seni geri çeken şeyler yine olacak. Ama bu sefer beyninde. Onlardan kurtulabilirsin. Unutma, kafanın içinde kalırsan, yaşayan bir ölü olursun. Seni en korkutan şey neydi? Sessiz kaldığın, aman bir şey derler diye konuşmadığın, anlatamadığın, haykıramadığın... Peki, her şey daha mı iyi oldu? Zihnindeki sesi susturabildin mi? Ona cevapsız kalabildin mi? Lütfen kendine izin ver, seni sıkıntıya uğratan t

MUTLU YILLAR

MUTLU YILLAR Bugün dayandığın tüm güven duvarlarını yıkacağın yerdesin. Geçmişi unutacağın, korkularını terk edeceğin gündesin. Sana acabayı düşündürecek sorular olacak. Hepsinden sıyrılıp yarını göreceğin o kapının önündesin. Durma at o adımı. Çünkü bugün bu adımı atmazsan yarın korkuların yeniden canlanacak. Her şeyi geride bırak. Geçmişe bir set çek. Seni var eden sensin. Gücünü fark et. Sufiler derler ya; “Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Etrafında dolanıp yoluna devam et.”          Sakın durma! Kimseyi kurtarmak zorunda değilsin. Yeterince yorulmadın mı? Başkaları için çabalamaktan, herkes iyi olsun ki ben de mutlu olayım demekten, mahcubiyet yaşatmamak uğruna kendinden verdiğin ödünlerden, sustuklarından, görmezden geldiklerinden… Bu noktaya nasıl geldiğini hatırla! Sen zoru başardın. Dibi gördün ve kazıyarak yeniden yükseldin. Bir an bile pes etmedin. Yeni yollar keşfedeceğin yeni ve koca bir yıl var önünde. Yalnız olmadığını bil.